Perihan Mağden’in bu dönem okuyacağımız İki Genç Kızın Romanı adlı kitabından bir cümlenin bizi götürdüğü yer…
İnsanı öyle bir heyecanlandırıyor ki sesi, kokusu, yüzü, vücudu… Kalbimin gümbürtüsünü saklamam çok zor oluyor bazen. Karnıma oturan ağırlık, onun ulaşılmaz oluşu kadar acı vermiyor. Ama her zaman içimde onun varlığından bir parça varmış gibi hayatımı sürdürüyorum. Beni arkadaştan da öte sevme ihtimalinin varlığı, şakaklarımda sesiyle rahatsız eden bir nabız gibi atıyor. Her gün, her saat, her dakika rolümü iyi oynamaya çalışıyorum. Biliyorum ki yetişkin iki adam bu dünyada huzura kavuşamaz. Daha doğrusu içimde ağlamasını bastıramadığım oğlan çocuğuna bu hayatta bir huzur kaynağı veremem. Çünkü benim sevdiğim elbet bir kadının uzun ve çiçek kokan saçlarına sımsıkı tutunur. Zembereği boşalmış bu yeryüzünde benim saçlarına tutunabileceğim tek insan olduğunu bilmeden beni, en yakın arkadaşını terk eder ve gider. Bugün olduğu gibi. Kimse âşık olmasın ne olur. Aşkı güzelleyenlerle de ilişkinizi kesin olur mu? Biliyorum, geride bir numarası olmayan birkaç parça eşya ve bu sözleri bırakıyorum. İnanın hiç kimsenin suçu yok. Babamın bile. Benim katillerim belli, sayım yapıp canınızı sıkmaya lüzum da yok. Her zaman olduğu gibi bu seçimime de saygı göstermeye çalışın, olur mu?