Seansı her zamanki gibi rüyalarımı anlatarak başlatıyorum. Burma pitonunun yuvarlak, köpeksi burnunu havaya kaldırmasını, nemli yağmur ormanı toposferinin kan ve vahşet kokusunu ince uzun akciğerlerine…
Yazar: Güneş Ersoy
Chatroomun mavi ışığı yüzünü şeffaflaştırıyor, soluk bir naylonla kaplanmış gibi. HTMI kablolarına dolanmış bir çocuk odanın ortasında oturuyor. Küçük lacivert mouseun üstünde tırtıl gibi hareket…
Uzakta, buğulu dünyanın içinde, genç bir adam eski ustasıyla karşılaştı. Genç, pişmanlık duyuyordu ve yaşlı adamdan af dilemek istedi. Shukyonun inançlarının en derininde eğitilmemiş insanlar —ki onlar, hayvanlardan daha kördürler— farkında olmadan ikisinin arasından yürüyüp geçti, ağır ağır, suda hareket ediyormuşçasına.
Radyo cızırtısı arabanın içinde yankılanıyordu. Sokak lambalarının tekrar tekrar yüzüne düşen ışığından rahatsız olup uyandı. Daha gelmemişlerdi. Bir süre gözlerinin karanlığa alışmasını bekledikten sonra yanındaki…
Çoktan beri unutulmuş bir ormanda, geyikler, ağaçlar ve kuşların tanrısı bir ruh yaşarmış. Ne zamandan beri burada olduğunu kimse bilmezmiş, ruh, ormanından yaşlıymış. Ormana giren…
i. En son hatırladığım şey maviydi. Koyu, derin bir mavi. Yüzeye çıkmak istemiyordum artık. Aksine, batıyordum. Dibe ve daha da dibe. Okyanusun kalbine doğru.…