Genç Okurlar Genç Yazarlar Programına, Temmuz-Ağustos döneminde kısa bir ara verdikten sonra, şimdi yeni sezona “aşk içinde” diyerek başladık. Genç Kıraathane olarak geçtiğimiz ay ötekileştirmeden aşk yaşamak, transfobik ve homofobik bir dil kullanmamak üzerine bir dünya kurduk. Böyle bir dünyanın mümkün olduğunun hepimiz farkındayız. Özellikle metinlerde ve günlük konuşmalarda bunun mümkünlüğüne inanıyoruz. Bu mümkünlüğü filmlerle, metinlerle ve kitaplarla destekledik. Genç Kıraathane ekibi olarak kurmaca veya gerçek “açılma metinleri” yazdık. Hepimizin içinde olduğu bir dünyayı metne dökmek iyi bir deneyim oldu. Yalnız olmadığımızı, hep birlikte güçlü olduğumuzu bir kez daha fark ettik. Yalnız olmadığımızı bir kez daha pekiştirmek adına geçmişten güçlü örneklerin bize iyi geleceğini düşündük. “Carol” filmi bize eşlik etti ve sözcüklerimizle onu ikinci katımızda misafir ettik. Mutlu hikayelerin de var olması ve bunun kameraya yansıyan görüntüleri bize umut oldu. Ayrıca her ay farklı bir konuk ağırlayacağımız podcast serimize Benim Çocuğum belgeselinin yönetmeni Can Candan’ı ağırlayarak başladık. Üretmeye devam edeceğimiz bir dönem planlıyoruz.
Bu programda başta LGBT+ kimlikler olmak üzere, ötekileştirilen tüm varolma hâllerini tartışmayı, edebiyatın düşündüğümüz ya da inandığımız tüm etiketlerin dışında bir özel alan olduğu bilgisiyle hem okuyarak hem de yazarak sahici yüzleşmeler yaşamayı hedefliyoruz. Bunu yaparken de LGBT+’ların verdiği görünürlük mücadelesinin edebiyattaki serüvenine bir yolculuğa çıkacağız. Bu mücadelenin en büyük meselesinin homofobik ve transfobik dil olduğunu biliyoruz.
Edebiyatın nefret söylemini yok etmeye çalışırken nasıl yollar izlediğini, klişelere düşmeden hikâye anlatmanın nasıl mümkün olacağını tartışmayı hedefliyoruz. Otosansürün, medyanın manipülatif dilinin, türlü insan hakları ihlalinin hüküm sürdüğüı dünyamızda edebiyatın “ötekileştirilenler” için bir zırh olabileceğini, özgür ve âdil bir alan geliştirebileceğini göstermeyi planlıyoruz.
Türkiye ve dünya edebiyatında eşcinsel ve trans kimliklerin temsil edilmesindeki değişikleri, belirlediğimiz metinler üzerinden inceleyerek “nefrete inat, yaşasın hayat” ilkesini de yanımıza alarak çeşitli aşklarla hemhâl olmanın okurluk ve yazarlık süreçlerine etkilerini görmek istiyoruz.
Programımızın içeriğini zenginleştirebilmek ve sistemli bir şekilde ilerleyebilmek adına Murathan Mungan’dan Kadınlar Arasında; Alice Walker’dan Renklerden Moru; Perihan Mağden’den İki Genç Kızın Romanı; James Baldwin’den Giovanni’nin Odası; Rita Mae Brown’dan Yakut Orman ve Ahmet Tulgar’dan Volkan’ın Romanı adlı kitapları seçtik.
Seçtiğimiz metinlerle dünya genelindeki heteroseksist politikaların LGBT+ bireylerin yaşamlarındaki pratiklerini, temsillerini görmeye, göstermeye çalışacağız. Eril dünyanın farklılıkları yok etmeye çalıştığı bir çağda, edebiyatın bildiğimiz tüm kimliklerin ötesinde “aşk içinde” bir dil yarattığını görmeye, heteronormatif kodların zehrinden arınmaya, bildiğimiz kavramlarla yeniden yüzleşirken bilmediklerimizle tanışarak birbirimizin farklı deneyimleriyle yol alabileceğimizi umuyoruz.